Kredi Borcu Olmadığı Halde Banka Tarafından Risk Merkezi Sistemindeki Olumsuz Kaydın Silinmemesi Nedeniyle Manevi Tazminata Hükmedileceği

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, T.21.02.2024, 2023/2804 E., 2024/747 K.

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı Bankanın Atatürk Caddesi şubesinde kredi kartı hesabı açıldığını, kredi kartı kullanmaya teşvik için 5.000,00 TL'nin hesabına aktarıldığını öğrendiğini, bunun üzerine banka şubesine giderek hesabı kapattırdığını, bu kredi kartı nedeniyle hiçbir borcunun bulunmadığını fakat bankadan sürekli ödemesi gereken borç miktarı konusunda bildirim geldiğini, bu borç nedeniyle banka tarafından Ceyhan İcra Müdürlüğünün 2015/3362 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz ederek takibi durdurduğunu, yine Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/259 E. sayılı dosyası ile banka tarafından kendi aleyhine itirazın iptali davası açıldığını, mahkeme tarafından borçlu olmadığının tespitine karar verilerek davanın kesinleştiğini, banka tarafından yapılan kara listeye alma ve haksız icra takibi nedeniyle Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/3699 E. sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açtığını, 5.000,00 TL manevi tazminatın banka tarafından ödenmesine dair Mahkemenin karar verdiğini, davalı Bankanın, 15 aydan fazla kara listede kendisini tuttuğunu, hatalı işlemi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek açılan davanın kabulü ile 60.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının açmış olduğu davanın haksız ve yersiz olduğunu, tarafları ve konusu tamamen aynı olan Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/3699 E. sayılı dosyasının mevcut olduğunu belirterek açılan bu davanın mükerrer olarak açıldığını, açılan davada derdestlik itirazının kabulü ile müvekkili banka aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2018/89 E., 2018/249 K. sayılı kararıyla; davalının derdestlik itirazı üzerine yapılan araştırmada tarafları ve konusu aynı olan davanın Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/3699 E. sayılı dosyasında görüldüğü, 01.03.2018 tarihinde dosyanın karara çıktığı, tarafların kararı istinafı üzerine dosyanın Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 1. Hukuk Dairesine gönderildiği, kararın kesinleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 22.05.2018 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı Banka aleyhine önceden açılan manevi tazminat davasının haksız icra takibi ve kara listeye aldırmaya ilişkin olup, bu davanın ise borcun olmadığının Mahkeme kararıyla tespit edilmiş olmasına ve haksızlığın ortaya çıkmasına rağmen Bankanın gerekli düzeltmeyi yapmayarak kara listede haksız şekilde uzun süre tutması ve borcun ödenmesi için mesaj atılması nedeniyle uğranılan manevi zararın tazminine ilişkin olduğunu belirterek yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2019 tarihli ve 2019/5348 E., 2020/2524 K. sayılı kararıyla; davalı Banka tarafından, davacı aleyhine açılan itirazın iptali davasında Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2016 tarihli ve 2015/259 E., 2016/121 K. sayılı kararıyla; davanın reddine ilişkin karardan sonra, davacı tarafın tekrar davalı bankaya başvuru yaptığına ve bu talebin red edildiğine dair bir iddiası olmadığı gibi aynı olay ile ilgili henüz karar kesinleşmeden tarafları ve dava konusu aynı olan ikinci bir dava açıldığından, Mahkemece davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi kararının usül ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

  1. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2019 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.06.2020 tarihli ve 2019/5348 E., 2020/2524 K. sayılı ilamıyla; davacının, Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/3699 E., 2018/103 K. sayılı ilamına konu davada, aleyhine haksız yere icra takibine girişilmesi ve haksız yere Bankalar Birliği Risk Merkezinde kara listeye alınması olaylarına maddi vakıa olarak dayandığı anlaşılmış olup, davacı işbu dava dilekçesinde ise, davalı bankaya borcunun olmadığının mahkeme kararıyla kesinleşmesinin üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen Bankalar Birliği Risk Merkezi sistemindeki olumsuz kaydın silinmemesi ve halen borcunun bulunduğundan bahisle kendisine davalı banka tarafından 10.03.2017 ve 30.06.2017 tarihlerinde mesaj atılmaya devam edilmesi eylemlerine maddi vakıa olarak dayandığı, eldeki dava sebebinin Adana 1. Tüketici Mahkemesi 2016/3699 E. sayılı davadaki istemlerine göre yeni maddi vakıalar olduğu anlaşılmakla, Mahkemece davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının Kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2016 tarihli ve 2015/259 E., 2016/121 K. sayılı kararında davacının, davalı bankaya borçlu olmadığına karar verdiği halde davalı bankanın kararı uygulamadığı, TBBRM/Kredi Kayıt Bürosu kayıtlarında 508,36 TL Tasfiye Olunacak Alacaklar hesabında kredi borcu olduğu kaydını kaldırmayarak kusurlu davrandığı ve davacının kredi itibarını olumsuz etkilediği, davacının manevi zarara uğradığı, duyduğu manevi acı sebebiyle 5.000,00 TL manevi tazminat verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

  1. Davacı vekili; hükmedilen manevi tazminat miktarının müvekkilinin çektiği manevi zararları karşılayamayacak kadar düşük olduğunu, uğranılan zararla orantılı olmadığını, hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, manevi tazminat miktarının belirlenmesinde takdir hakkı kullanılırken objektif ölçülere dikkat edilmesi gerektiğini, belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

  2. Davalı vekili; davacının amacının maddi çıkar sağlamak olduğunu, yapılan icra takibinin 5.000,00 TL olduğunu ve daha önce 5.000,00 TL manevi zarara hükmedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

  1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının, kredi kartı borcu bulunmadığı halde Bankalar Birliği Risk Merkezi sistemindeki olumsuz kaydın silinmemesi ve halen borcunun bulunduğunun kayıtlı olmasından bahisle mesaj atılması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

  2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun " Kişilik hakkının zedelenmesi" başlıklı 58 inci maddesi.

  3. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

  4. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda inceleme yapıldığı bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve özellikle dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda; davalı bankanın, davacının borcunun bulunmadığına dair Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/259 E., 17.03.2016 tarihli kararına rağmen Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi/ Kredi Kayıt Bürosu kayıtlarında maksimum 508,36 TL Denizbank'a sorunlu krediden takip hesaplarda borçlu bulunduğuna dair bildirimi 15 aydan fazla sistemde tuttuğundan davalı bankanın kusurlu olduğunun tespit edildiği, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu,** davacının borçlu olmadığı halde davalı Banka tarafından borcunun ödenmesi için mesaj atılmak suretiyle rahatsızlık verilerek manevi ıstırap verildiği,** kredi borcu olduğu kaydının kaldırılmayarak kusurlu davranıldığı ve davacının kredi itibarının olumsuz etkilendiği, manevi tazminat miktarına ilişkin Mahkeme takdirinin de yerinde olduğu kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.