
7242 SAYILI KANUN İLE CEZA İNFAZ YASASINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
31/03/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi 14/04/2020 tarihli TBMM Genel Kurul’unda kabul edilmişti. 15/04/2020 tarih ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile ceza infaz sisteminde koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik şartlarına dair geçici ve kalıcı olmak üzere köklü değişiklikler yapılmakta ve onbinlerce hükümlünün cezaevlerinden çıkması sağlanmaktadır. İşbu makalemizde uygulamada önemli sonuçlar doğuracak nitelikte olduğu değerlendirilen İnfaz Kanunu’nda yapılan değişikleri kısaca izah etmeye çalışıyor olacağız.
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler
İnfaz Hakimliği Kanunu’nda yapılan değişiklikle cezaların infazı hususunda karar vermek üzere müstakil infaz hakimliklerinin kurulmasına karar verilmiştir. Düzenlemeye göre, mevcut infaz hakimliklerinin görev alanı genişletilerek cezaların infazı hususunda uzmanlaşmış yetkili müstakil infaz hakimlikleri kurulacaktır. Tüm infaz işlemleri infaz hakimlerinin görev ve yetkisinde olacaktır. Bununla birlikte, infaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından tebliğden itibaren yedi gün içinde Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre “itiraz” yoluna gidilebilecektir. Öte yandan infaz hakimliğinin görev, yetki ve işleyişine ilişkin yapılan değişikler veya infaz hakimliğine yeni görev veren düzenlemelerin yürürlük tarihi 01/09/2020 olarak kararlaştırılmış; bu tarihe kadar mevcut düzenlemelerin uygulanmasına karar verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler
-
5237 sayılı TCK’nın “Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma” başlıklı 53.maddesinin 3.fıkrasında değişiklik yapılmaktadır. Mevcut düzenlemede mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanmayacağı yer almakta iken yapılan değişiklik ile “denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen” hükümlüler de kapsam içine alınmıştır. Yine, yalnızca mahkum olduğu hapis cezası ertelenen hükümlüler hakkında uygulanmamasına karar verilebilen 53.maddenin 1.fıkrasının (e) bendinde düzenlenen “bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten” yoksun bırakmanın, yeni düzenleme ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen yahut koşullu salıverilen hükümlü hakkında da uygulanmayabileceği hükmü getirilmiştir.
-
TCK’nın 86.maddesinde düzenlenen “Kasten Yaralama” suçunun 3.fıkrasında düzenlenen suçun nitelikli hallerine “canavarca hisle işlenmesi” ibaresi eklenmiş ve kasten yaralama suçunun canavarca hisle işlenmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı hüküm altına alınmıştır.
-
TCK’nın 87.maddesinde düzenlenen “Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama” suçunun dördüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile kasten yaralama sunucunda ölüm meydana gelmişse, TCK’nın 86.maddesinin 3.fıkrasına giren hallerde verilecek cezanın üst sınırı 16 yıl iken 18 yıla çıkarılmıştır.
-
TCK’nın “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma” başlıklı 220.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen suç örgütü kurma veya yönetme suçunda ceza alt sınırı 2 yıldan 4 yıla, üst sınırı ise 4 yıldan 8 yıla çıkarılmıştır. 220.maddenin 2.fıkrasında düzenlenen suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçunun cezasının alt sınırı 1 yıldan 2 yıla, üst sınırı ise 3 yıldan 4 yıla çıkarılmıştır. Belirtmek isteriz ki, TCK’da suçun alt ve üst sınırlarında artırıma gidilirken İnfaz Kanunu’nda koşullu salıverilme sürelerinin hükümlü lehine azaltılması ile bir denkleştirme yapıldığı gözlemlenmektedir.
-
TCK’nın 241.maddesinde düzenlenen “Tefecilik” suçunda da verilecek cezanın üst sınırı 6 yıla çıkarılmış ve ayrıca suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi haline verilecek ceza bir kat artırılacaktır.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Yapılan Değişiklikler
-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Adli Kontrol” başlıklı 109. maddesinin mülga 4.fıkrası yeniden düzenlenerek maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkına Kanunun 16.maddesinin 3.fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınasına karar verilebilecektir. Hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması halinde hükmü veren ilk derece mahkemesinin de adli kontrol kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. Mevcut düzenlemede kanun yolu aşamasında istinaf yahut temyiz merci karar verebilmekte iken yeni düzenleme ile hükmü veren ilk derece mahkemesi de kanun yolu aşamasında adli kontrol kararı verebilecektir.
-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Tedbirlere Uymama” başlıklı 112.maddesine adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, mahkumiyet kararı verildikten sonra istinaf veya kanun yoluna başvurulması halinde, Uyap kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesinin de tutuklama kararı verebileceği düzenlemesi getirilmiştir.
-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 272.maddesinin 3.fıkrasında istinaf yoluna başvurulamayan hükümlerin tekerrüre esas olmayacağına dair düzenleme yapılmıştır.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Yapılan Değişiklikler
-
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun “Açık ceza infaz kurumları” başlıklı 14.maddesinin 2.fıkrası değişerek bazı hallerde hükümlüler hakkında verilen cezaların doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirileceği düzenlenmiştir. Hükümlüler hakkında verilen cezaların doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirileceği haller aşağıdaki gibidir:
a) Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanlar.
b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar.
c) Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler.
d) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar.
Madde metninden anlaşıldığı gibi, terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanlar ile ikinci kez mükerrirler ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hakkında bu değişiklik uygulanmayacaktır.
Yine 14.maddenin 4.fıkrasında yapılan değişiklik ile toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararları, infaz hâkiminin onayından sonra uygulanacaktır. Bununla birlikte doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınanlar dahil olmak üzere, açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden
a) Firar edenler veya başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı verilenler idare ve gözlem kurulu kararıyla,
b) Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp, bu cezası kesinleşmiş olanlar veya asayiş ve düzenin sağlanması amacıyla disiplin cezası kesinleşmemiş olsa bile eylemi kurum düzeni ya da kişi güvenliği bakımından tehlike oluşturanlar idare ve gözlem kurulu kararıyla,
c) Açık ceza infaz kurumu şartlarına veya çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hâkiminin onayıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderileceklerdir.
-
5275 sayılı Kanunun “Hapis cezasının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi” başlıklı 16.maddesinin 4.fıkrasında yapılan değişiklik ile hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 1 yıl 6 ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılacağı düzenlenmiştir. Eski düzenlemede 6 ay olan süre, 1 yıl 6 ay olarak hükümlü lehine değiştirilmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun “Hükümlünün istemi ile infazın ertelenmesi” başlıklı 17.maddesinn 4.fıkrasına “hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları” ibaresi eklenmiş ve infazın hükümlü istemi ile ertelenmesi süresi 6 aydan 1 yıla çıkarılmıştır.
-
5275 sayılı Kanunun “Yakalama emri” başlıklı 19.maddesine hakkında yakalama emri çıkartılan hükümlünün yakalanabilmesi amacıyla gerektiğinde konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan alanlarda CMK’nın 119.maddesi hükümlerinin uygulanacağı, hakim tarafından verilecek arama kararlarının sulh ceza hakimince verileceği cümleleri eklenmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun “Kurum dışında çalıştırma” başlıklı 30.maddenin 5. Ve 6.fıkralarında yapılan değişiklik ile açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, ceza infaz kurumu görevlilerinin denetiminde, kamu kurum ve kuruluşlarının iş alanlarında geceleyin bu kurum ve kuruluşlar tarafından barındırılmak suretiyle çalıştırılabilecek ve bu şekilde çalıştırılan süre azami süre sınırına bakılmaksızın 105/A maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilecek süreye ilave edilecektir.
-
5275 sayılı Kanunun “Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama” başlıklı 42.maddenin 2.fıkrasında düzenlenen haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma ya da kısıtlama cezası gerektiren eylemlere “kurum idaresine bildirilen telefon numarası aracılığıyla ya da teknik müdahale ile başka bir hatta yönlendirme yapmak suretiyle görüşme hakkı olmayan kişilerle görüşmek” eklenmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun “Hücreye koyma” başlıklı 44.maddenin 2.fıkrasında yapılan değişiklik ile “kuruma alkol sokmak, kurumda alkol bulundurmak veya kullanmak” fiili, hücreye koyma disiplin cezasını gerektiren haller arasına alınmıştır.
-
5275 sayılı Kanunun 46.maddesinde yapılan değişiklikler ile çocuk hükümlüler hakkında uygulanabilecek disiplin cezaları ağırlaştırılmıştır.
-
5275 sayılı Kanunun 54.maddesinde yapılan değişiklik ile hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için koşullu salıverilmelerine beş aydan az süre kalmamış olması ibaresi, “ceza infaz kurumlarında bulunmaları gereken sürenin üç aydan fazla olması” olarak değiştirilmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun “Kütüphaneden yararlanma” başlıklı 61.maddesinde yapılan değişiklik ile hükümlülerin 62.maddedeki şartları taşıyan yayınlardan yararlanabileceğine karar verilmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun 66.maddesinde düzenlenen hükümlünün derhal telefonla haberleşme hakkı şartlarına “salgın hastalık” ibaresi eklenmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun 89.maddesi, başlığı ile birlikte değiştirilmiş ve hükümlünün iyi halli olup olmadığı idare ve gözlem kurulu tarafından en geç altı ayda bir olmak üzere değerlendirilecektir. Yapılacak değerlendirmede, infazın tüm aşamalarında hükümlülerin katıldığı iyileştirme ve eğitim-öğretim programları ile spor ve sosyal faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlığı, ceza infaz kurumu kuralları ile kurum bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezaları dikkate alınacaktır. Bu madde ile uygulamada “otomatik iyi hal” algısının ortadan kaldırılmak istendiğinin amaçlandığı söylenebilecektir.
Bununla birlikte, toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanlar hakkında yapılacak açık ceza infaz kurumuna ayırmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ve koşullu salıverilmeye ilişkin değerlendirmelerde idare ve gözlem kuruluna Cumhuriyet başsavcısı veya belirleyeceği bir Cumhuriyet savcısı başkanlık edecek ve idare ve gözlem kuruluna Cumhuriyet başsavcısı tarafından belirlenen bir izleme kurulu üyesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı il veya ilçe müdürlükleri tarafından belirlenen birer uzman kişi katılacaktır.
Açık ceza infaz kurumuna ayırmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ve koşullu salıverilmeye ilişkin olarak tutum ve davranışları olumsuz değerlendirilen hükümlülerin de en geç 1 yıl içerisinde yeniden değerlendirmeye tabi tutulacağı düzenlenmiştir. Bu maddede yapılan değişikler ise 01/01/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
-
5275 sayılı Kanunun “Mazeret izni” başlıklı 94. Maddesinde yapılan değişiklik ile hükümlülük süresinin en az onda birini iyi halle geçirmiş olan hükümlülerin mazeret izni kullanabileceklerdir.
-
5275 sayılı Kanunun “İzinden dönmeme, geç dönme” başlıklı 97.maddesinde yapılan değişiklik ile salgın hastalık, doğal afet, savaş veya seferberlik durumunda bu sebeplerden dolayı izinden dönemeyen veya geç dönen hükümlülere ceza verilmeyecektir.
-
5275 sayılı Kanunun 98.maddesinde mahkûmiyet hükmünün yorumunda duraksama olursa veya lehe kanun nedeniyle yapılacak uyarlama yargılamalarında hükmü veren mahkemeden; çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa infaz hakimliğinden karar isteneceği düzenlenmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun 99.maddesinde yapılan değişiklik ile birden fazla hükümdeki cezaların toplanmasına dair kararlar infaz hakimliğince verilecektir. Adli para cezasından çevrilen ve ceza infaz kurumunda infaz edilme aşamasına gelen hapis cezaları da toplama kararına dahil edilecektir. Bu madde gereğince cezaların toplanması gerektiğinde, bu hususta hüküm verme yetkisi, en fazla cezaya hükmetmiş bulunan mahkemenin bulunduğu yer infaz hakimliğine, birden çok infaz hakimliği yetkili ise son hükmü vermiş olan mahkemenin bulunduğu yer infaz hakimliğine aittir.
-
5275 sayılı Kanunun “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı” başlıklı 105/A. maddesinde yapılan değişiklik ile açık ceza infaz kurumunda bulunan veya açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya hak kazanan hükümlüler ile çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talebi halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmı denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle infaz edilebilecektir. Ancak hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başladıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı 1 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimi kararı ile hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir. Kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi halinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına karar verilebilir. (Öte yandan denetimli serbestlik uygulamasına dair geçici değişiklikler de yapılmış olup ilgili değişiklikler işbu makalenin 22 ve devamı maddelerinde izah edilmektedir.)
-
5275 sayılı Kanunun “Koşullu Salıverilme” başlıklı 107.maddesinde hükümlü lehine yapılan değişiklik ile süreli hapis cezalarının infazında koşullu salıverilme süresi 2/3’ten ½’ye indirilmiştir. Bununla birlikte aşağıdaki suçlar bu düzenlemeden istisna tutulmuştur.
-
Kasten öldürme suçlarından (TCK md.81, 82 ve 83) süreli hapis cezasına mahkum olanlar,
-
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan (TCK md.87, f.2, b.4) süreli hapis cezasına mahkum olanlar,
-
İşkence suçundan(TCKmd.94,95) ve eziyet (TCK md.96) suçundan süreli hapis cezasına mahkum olanlar,
-
Cinsel saldırı (TCK md.102, 2.fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK md.104, 2.ve 3. fıkra hariç) ve cinsel taciz (TCK md.105) suçlarından süreli hapis cezasına mahkum olanlar,
-
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan (TCK md.102, 103, 104 ve 105) süreli hapis cezasına mahkum olan çocuklar,
-
Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan (TCK md.132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 183) süreli hapis cezasına mahkum olanlar,
-
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,
-
Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabileceklerdir. Ayrıca, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar ile Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hakkında da koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanacaktır.
Koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından ise tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanacaktır. (Terör suçları açısından koşullu salıverilme oranı ¾ olarak uygulanmaya devam edecek olup herhangi bir iyileştirme söz konusu değildir.)
Koşullu salıverilen kişi, yükümlülüklerini ihlal ederse sonraki işlediği her bir suç için verilecek cezanın 2 katı süreyle cezası infaz edilecektir.
-
5275 sayılı Kanunun “Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri” başlıklı 108. maddesinde yapılan değişiklik ile tekerrür halinde işlenen suçlarda koşullu salıverilme süresi hükümlü lehine değiştirilerek ¾’ten 2/3’e indirilmiştir. Ancak TCK md.102/f.2’de tanımlanan cinsel saldırı suçu, TCK md.103’te tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçu, TCK md.104 f.2 ve f.3’te tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan ve TCK md.188’de tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı süreli hapis cezasına mahkum olanlar hakkında koşullu salıverilme oranı aleyhe olacak şekilde ¾ olarak uygulanacaktır. Bununla birlikte, birden fazla süreli hapis cezasına mahkumiyet halinde en fazla 32 yılının infaz kurumunda iyi halli olarak geçirilmesi durumunda koşullu salıverilmeden yararlanılabileceği düzenlemesi getirilmiştir.
-
5275 sayılı Kanunun 110.maddesinde özel infaz usulleri düzenlenmiş olup ilgili maddede yapılan değişiklik uyarınca, infaz hakimi, hükümlünün talebi üzerine kasten işlenen suçlarda toplam 1 yıl 6 ay, -taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere- taksirle işlenen suçlarda toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasının her hafta cuma günleri saat 19:00’da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları ya da hafta sonları hariç her gün saat 19:00’da girmek ve ertesi gün saat 07:00’de çıkmak suretiyle geceleri ceza infaz kurumlarında çektirilmesine karar verebilecektir.
Ancak mahkumiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukuki sorumluluk saklı kalmak kaydıyla, infaz hakimliğince
-
Kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam bir yıl,
-
70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl,
-
75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam dört yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutta çektirilmesine karar verilebilecektir.
Bununla birlikte, yine toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen ve doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçen hükümlü kadınların da cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir. Bu fıkra uyarınca talepte bulunulabilmesi için kadının doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olması gerekir. Konutta infaza karar verdikten sonra çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa infaz hâkimi konutta infaz uygulamasına ilişkin kararını kaldıracaktır.
Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında tabi oldukları infaz rejimine göre koşullu salıverilme hükümleri uygulanır. Ancak, 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik hükümleri uygulanmayacaktır.
Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi kararı, infaza başlandıktan sonra da verilecebileceği gibi talep üzerine bu usulün uygulanmasına son verilebilmesi de mümkündür. Yine, özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret sunmaksızın uyulmaması halinde bu usulün uygulanmasına son verilerek infaza açık ceza infaz kurumunda devam edilecektir.
Ağır hastalık yahut engellilik ile kadın hükümlüleri düzenleyen üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri hariç olmak üzere, bu özel infaz usulüne dair hükümler
-
Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar,
-
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar,
-
Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler,
-
Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hakkında uygulanmayacaktır.
- 5275 sayılı Kanunun 116.maddesinde yapılan değişiklik ile tutuklulara hasta ziyareti nedeniyle verilebilecek “bir defa” olan süre “asgari bir ay arayla toplam iki defa”ya mahsus olarak değiştirilmiştir.
Buraya kadar yaptığımız açıklamalar 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda yapılan kalıcı düzenlemelere dair olup ilgili kanunda ayrıca Covid-19 ile bağlantılı olarak aşağıda izah edilecek olan birtakım geçici düzenlemelere de yer verilmiştir.
-
30/03/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, kasten öldürme suçları, üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, işkence suçu, eziyet suçu, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ve Develete karşı suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere, 105/A maddesinde düzenlenen “bir” yıllık denetimli serbestlik süresi, “üç yıl” olarak uygulanacaktır.
-
30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar ve Devlete karşı suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere;
-
Sıfır-altı yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile yetmiş yaşını bitirmiş hükümlüler hakkında 105/A maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “iki yıl”lık süre, “dört yıl” olarak uygulanacaktır.
-
Maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen altmışbeş yaşını bitirmiş hükümlülerin koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken süreler, azami süre sınırına bakılmaksızın 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilebilecektir. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca veya Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen bir raporla belgelendirilmelidir.
30/03/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün onbeş yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, üç gün; onsekiz yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınacaktır.
Denetimli serbestlik uygulamasına ilişkin geçici düzenleme ile 30/03/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından bir değişiklik yapılmış olup bu tarihten sonra işlenen suçlar açısından bu hüküm geçerli olmayacaktır.
5237 sayılı TCK’da düzenlenen Devlete karşı suçlar, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan hükümlü ve tutuklu olanlar ile Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kalan hükümlü ve tutuklular hakkında verilenler hariç olmak üzere; 30/3/2020 tarihinden önceki eylemler nedeniyle verilen disiplin cezası ve tedbirleri, infaz edilmeleri kaydıyla idare ve gözlem kurulunca verilecek iyi hâl kararı üzerine kaldırılacaktır.
Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılacaklardır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere üç kez uzatılabilecektir. Ancak ilgili düzenlemenin yalnız hükümlüler yönünden geçerli olup tutuklular yönünden bu kapsamda herhangi bir değişiklik yapılmadığını belirtmek isteriz.
Devlete karşı işlenen suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, toplam hapis cezası on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve daha fazla olanlar ise üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi hâlli hükümlülerden ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanlar, talepleri hâlinde açık ceza infaz kurumlarına gönderilebileceklerdir. Bu hükümlüler, açık ceza infaz kurumlarında barındırılacaklardır. İlgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya, yukarıda belirtilen süreler içinde hak kazandıkları takdirde yine yukarıdaki fıkra uyarınca izinli sayılacaklardır. Bu fıkra hükmü 31/12/2020 tarihine kadar uygulanacaktır.