
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ SUÇU VE CEZASI (TCK MD.154)
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu Türk Ceza Kanunu’nun “Malvarlığına Karşı Suçlar” isimli onuncu bölümünde 154.maddede düzenlenmektedir. İlgili hüküm aşağıdaki gibidir:
“(1) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikayeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası verilir.
(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
(3) Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.”
TCK’nın 154.maddesinin üç ayrı fıkrasında üç ayrı suç tipi düzenlenmekte olup bunlar aşağıdaki gibidir:
TCK md.154/f.1: Taşınmazı malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal etme veya sınırlarını değiştirme veya bozma veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olma
TCK’nın 154.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen suçta, üç temel seçimlik hareket bulunmaktadır. Bunlar, “taşınmazın kısmen veya tamamen işgal edilmesi”, “sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması” veya “hak sahibinin taşınmazdan faydalanmasına kısmen de olsa engellenmesi” dir. Madde metninden de anlaşıldığı üzere, bu fiillerin faydalanmak amacıyla yapılması zorunlu olmayıp ancak bir hakka dayanmaksızın ve malikmiş gibi gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Taşınmazın kapısının kilidinin değiştirilmesi, taşınmazın etrafının elektrikli tellerle çevrilmesi şeklinde işlenebileceği gibi cebir veya tehdit kullanmak suretiyle de işlenebilir.(Centel-Zafer-Çakmut, Kişilere Karşı Suçlar,s.452)
TCK md.154/f.2:Köy tüzel kişiliğine ait veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt etme, tasarrufta bulunma, sürüp ekme
TCK 154. maddenin 2. fıkrasında yer alan suç köy tüzel kişiliğine veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş taşınmaz malların kısmen veya tamamen zapt edilmesi, bunlar üzerinde tasarrufta bulunması veya sürüp ekilmesi eylemlerinin gerçekleşmesi ile tamamlanmaktadır. Ancak kanun metninde suça konu yerlerden bahsederken taşınmaz türlerini harman yeri, yol,sulak gibi denilerek örnekseme metoduyla sayılmıştır. Söz konusu taşınmaz yerlerin metinde sayılı yerler ile sınırlı olmadığı (numerus clauses) ‘gibi’ ifadesiyle açıkça anlaşılmaktadır. Bunların dışında örneğin; köy boşlukları, eğrek yeri, dere yatakları, köy mezarlıkları, köye ait araziler ve arsalarda da suç oluşmaktadır. (Parlar, s.1760)
Köy tüzel kişiliğine ait maldan söz edilebilmesi ve işlenen fiilin bu fıkra kapsamında suç oluşturması için taşınmaz malın köy tüzel kişiliğine ait olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Bu husus her türlü delille ispat edilebilmektedir. Burada taşınmaz köy içinde yer almakla birlikte idari olarak köy tüzel kişiliğinin dışında değişik bir kuruluşa ait ise veya köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş terk edilmiş yerlerden değilse TCK 154/2 hükmü uygulanmayacaktır. Uzun süreden beri yararlanma durumu yargılamayı yürüten mercilerce her türlü kanıt ile ispatlanabilir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında, bu suç dolayısıyla açılan davalarda tapu kayıtları, tapuda kaydının nasıl yapıldığı, tescil dışı olup olmadığı, suça konu yere dair kadastro krokileri, İl Özel idaresi ile Milli Emlak Müdürlüğünden tahsis kararı olup olmadığı, suça konu taşınmazın başında keşif yapılarak yöreyi bilen tarafsız yerel bilirkişilerce ve tanıklardan sorularak yapılan tespit ile keşif sonrası teknik bilirkişi raporları( fen, ziraat, bina veya yapı bulunması halinde inşaat bilirkişisi) marifetiyle yapılan araştırmalar neticesinde karar verilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
TCK md.154/f.3: Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştirme Hem yeraltı hem de yerüstü sularının mecrasının değiştirilmesi bu suç kapsamında değerlendirilmektedir. Mecrası (suyun akış yolu veya durduğu yer) değiştirilen suların kamuya veya özel kişilere ait olmasının suçun vücut bulması açısından bir önemi yoktur.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun tüm fıkraları yönünden fail, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Eylemlerin birden fazla fıkrada düzenlenen suç tipini ihlal etmesi halinde her iki eylemden ayrı ayrı ceza verilecektir.
TCK m.154/f.1’de düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup bu nedenle suç uzlaşma kapsamındadır. Maddenin 2.ve 3. Fıkralarında düzenlenen suçların işlenmesi halinde takibi şikayete bağlı olmadığından re’sen soruşturma ve kovuşturma yapılacaktır. Suçun kovuşturulmasında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.