
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE TESCİLİ DAVASI
Kamulaştırma, özel mülkiyete konu taşınmaz malların, tamamına veya bir kısmına, “kamu yararı ilkesi” ve kanunda öngörülen diğer esas ve usuller çerçevesinde kamu idarelerince el konulması olarak tanımlanmaktadır. Kamulaştırma işleminin gerçekleştirilebilmesi için kamu hizmetinin yürütülebilmesi bakımından özel kişilere ait taşınmaz mal, kaynak yahut irtifak haklarının kamulaştırılması zorunlu olmalı, bir diğer deyişle kamu yararı kararı bulunmalı, bu karar ilgili idari mercilerce onaylanmalıdır. Akabinde kamulaştırmayı yapan idare tarafından kamulaştırmadan önce yapılması gereken idari işlemler yerine getirilmeli ve tapu siciline şerh verilmesi tapu müdürlüğüne bildirilmelidir. Bu sürecin son aşamasında ise, idare tarafından Kamulaştırma Kanunu md.8 uyarınca satın alma usulü ile taşınmaz malın kamulaştırılması denenecektir. Ancak idare tarafından satın alma usulü ile taşınmaz mal kamulaştırılamamışsa, işbu kez idarenin malik aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açması gerekmektedir. Bu yazımızda kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasının özellikleri üzerinde durulacaktır.
Yukarıda da belirtildiği üzere, satın alma usulü ile taşınmazın kamulaştırılması sağlanamaz ise, idare, taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde dava açarak kamulaştırma bedelinin tespiti ile bedelin peşin olarak veya Kanunun 3.maddesindeki koşulların varlığı halinde taksitle ödenmesini, dava konusu taşınmazın ise idare adına tesciline karar verilmesini talep eder. Bu dava, niteliği itibariyle bir tespit davası olup basit yargılama usulüne tabi olarak görülür. Bu davanın davacısı, kamulaştırma kararı alıp işlemlere başlayan ancak satın alma usulü ile taşınmazı kamulaştıramayan idare; davalı ise taşınmazın maliki(malikleri)dir.
Belirtmek isteriz ki, İdarenin açacağı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası süreye bağlı değildir. Taşınmaza el atılmadığı sürece malikin hukuken bir zararının doğması da mümkün değildir. Ancak idare, bedel tespiti ve tescil davasını açmadan taşınmaza el atarsa, mal sahibi Kamulaştırma Kanunu md. 7’de belirlenen kamulaştırma kararının alınmasından sonra 6 aylık makul süre bitiminde idare aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açabilir. (Başsorgun, Kütahya, Kamulaştırma, Kamulaştırmasız El atma ve İmar Mevzuatından Doğan Bedel Davaları, Şubat 2019, s.191)
Kanunun 10/2.maddesinde, mahkemenin idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç 30 gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, dava dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği de eklenmek suretiyle taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye ile tebliğ edileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede, kamulaştırılan taşınmaza ait tüm bilgiler, kamulaştırmayı yapan idarenin adı, mahkemece tespit edilecek kamulaştırma bedelinin hangi bankaya yatırılacağı ile kamulaştırma işlemine karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği bildirilir. Taşınmaz maliki tarafından belirtilen süre içinde idari yargıda iptal davası açılması ve yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde, mahkemece idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bu davanın sonucuna göre işlem yapılacaktır. Idare mahkemesince yapılan yargılama muvacehesinde kamulaştırma işleminin iptaline karar verilirse, adli yargıda açılan davanın hukuki temeli de ortadan kalkacak ve davanın reddine karar verilecektir. Ancak idare mahkemesince davanın reddine karar verilirse, bu durumda da asliye hukuk mahkemesi bedel tespit ve tescil davasını görmeye devam edecektir.
Taşınmaz maliki tarafından süresi içinde idari yargıda dava açılmazsa, asliye hukuk mahkemesi tarafından bedel tespit ve tescil davası görülmeye devam edecektir. Duruşmada tarafların kamulaştırma bedeli üzerinde anlaşamamaları halinde, taşınmazın bedeli hakim tarafından tespit edilecektir. Bu kapsamda, Mahkeme’ce keşif için gerekli bilgi ve belgeler ilgili resmi ve kamu kurum ve kuruluşlarından celp edildikten ve tarafların sundukları deliller de toplandıktan sonra bir bilirkişi kurulu oluşturulacak ve oluşturulacak bu heyet ile taşınmaz başında keşif yapılacaktır. Keşif işlemi tamamlandıktan sonra bilirkişi kurulu tarafından bilirkişi raporu hazırlanacak ve Mahkeme’ye sunulacaktır. Mahkeme, tarafların ve bilirkişilerin beyanları ile rapordan faydalanarak kamulaştırma bedelini tespit edecektir. Bu işlemlerden sonra, Mahkeme’ce tespit edilen kamulaştırma bedelinin bankaya yatırılarak makbuzunun ibrazı için idareye süre verilecektir. İdare tarafından bedelin yasal süresi içinde hak sahibi adına bankaya yatırılarak makbuzun Mahkeme’ye sunulması halinde, Mahkeme’ce kamulaştırma bedelinin tespitine, bankaya yatırılan bedelin peşin ve nakit olarak davalı malike ödenmesine ve kamulaştırılan taşınmazın malik adına tapusunun iptali ile davacı idare adına tescil veya terkinine karar verilecektir. Bu dava sonucunda verilen kararlardan bedele yönelik kısmı istinaf ve temyiz yolu açık olarak tescil veya terkine ilişkin hüküm ise kesin olarak verilmektedir.