KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT

Ceza muhakemesi faaliyetinin icra edilebilirliğini kolaylaştıran, mahkemece yargılama faaliyeti yapılırken gerçeğin ortaya çıkmasına engel olabilecek nitelikteki değişikliklerin önüne geçme imkanı sağlayan, muhakeme sonucunda verilen hükümlerin infaz edilmesini ve yargılama masraflarının karşılanmasını sağlamak amacıyla kural olarak ceza yargılamasında karar vermeye yetkili merciler tarafından, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise kanunla yetkili tayin edilmiş merciler tarafından geçici surette başvurulan ve karar verilmeden evvel kişinin temel hak ve hürriyetlerini kısıtlayıcı nitelikte olan yasal çarelere koruma tedbirleri denilmektedir. (Ahmet Gökcen, Murat Balcı, M.Emin Alşahin, Kerim Çakır, Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara, 2018, s.355-357)

Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 141-144 maddeleri arasında yer alan hükümler ile ceza yargılaması sırasında tatbik edilen koruma tedbirleri nedeniyle oluşan hukuka aykırı durumlar için devletin tazminat ödeme yükümlülüğünün doğacağı ifade edilmektedir. İşbu makalemizde CMK md.141 vd.maddelerinde düzenlenen koruma tedbirleri nedeniyle tazminat hakkı, süresi ve başvuru yolları hakkında kısaca bilgi vermeye çalışıyor olacağız.

TAZMİNAT NEDENLERİ

Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 141.maddesine göre, bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma veya kovuşturma esnasında uygulanan koruma tedbirleri nedeniyle meydana gelen hukuka aykırılıklar halinde tazminat istenebilir. Bu maddede yer alan hükümler istisnai ve özgürlükleri daraltıcı nitelikte olduğu için kıyas yapmak suretiyle genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkün değildir. CMK’nın 141. maddesinde yer alan sınırlı sayıdaki tazminat nedenleri dışında uygulanan bir koruma tedbiri nedeniyle zarar meydana gelmişse, İdari Yargılama Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde idare aleyhine tam yargı davası açılması gerekmektedir.

A- Kanuna Aykırı Olarak Yakalama, Tutuklama veya Tutukluluğun Devamına Karar Verilmesi

B- Kanuni Gözaltı Süresi İçinde Hakim Önüne Çıkarılmama

C- Kanuni Haklar Hatırlatılmadan veya Hatırlatılan Haklardan Yararlandırılma İsteği Yerine Getirilmeden Tutuklama

D- Makul Sürede Yargılama Merci Huzuruna Çıkarılmama ve Hakkında Hüküm Verilmemesi

E- Kanuna Uygun Olarak Yakalandıktan veya Tutuklandıktan Sonra Hakkında Beraat Kararı veya Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Verilmesi

F- Gözaltı ve Tutuklulukta Geçirilen Sürenin Mahkumiyet Süresinden Fazla Olması veya İşlenen Suç İçin Yalnızca Adli Para Cezasına Öngörülmesi Hali

G- Yakalama veya Tutuklama Nedenleri ile Suçlamaların İlgililere Yazıyla veya Bunun Hemen Olanaklı Bulunmadığı Hakkerde Sözlü Olarak Açıklanmaması

H- Yakalama ve Tutuklamanın Yakınlara Bildirilmemesi

İ- Hakkındaki Arama Kararının Ölçüsüz Şekilde Uygulanması

J- Elkoyma Kararının Uygulanmasından Kaynaklanan Nedenler

• Koşulları Oluşmadan Elkoyma • Muhafaza İçin Gerekli Tedbirlerin Alınmaması • Amaç Dışı Kullanım • Zamanında İade Etmeme

K- Yakalama ve Tutuklama İşlemine Karşı Kanunda Öngörülen Başvuru İmkanlarından Yararlandırılmama

TAZMİNAT BAŞVURUSU VE MUHAKEME USULÜ

Ceza Muhakemesi Kanunun’nun 142/1.maddesine göre tazminat isteminde bulunabilmek için gerekli koşullar şunlardır:

  • Karar veya hükmün kesinleşmesi,
  • Tazminat başvurusunun süresinde yapılması,
  • Tazminat başvurusunun yetkili ve görevli mahkemeye yöneltilmesidir.

Yargıtay CGK, henüz kesinleşmemiş bir karara istinaden açılacak tazminat davasında, tazminata esas teşkil eden kararın verilmiş olmasını yeterli görmeyerek kararın kesinleşmiş olması gerektiğine hükmetmiştir. Ancak bazı durumlarda, özellikle soruşturma safhasında meydana gelen hak ihlalleri söz konusu olduğunda hüküm verilmeden de tazminat davası açılabilmesi mümkündür. burada önemli olan husus, kişilerin esas dosyası neticelenmeden doğrudan haklarında uygulanan işlemlere yönelik tazminat davası açabilecek olmalarıdır. Ancak görülmekte olan yargılamaya bağlı veya yargılamayı etkileyen tazminat talepleri yönünden davanın esası hakkında verilen kararın kesinleşmesi gerekmektedir. Buna karşılık uygulanan koruma tedbiri nedeniyle oluşan hak ihlali, esas davada verilecek karara bağlı değilse davanın sonucunun beklenmesine gerek yoktur. Örneğin, kanuni gözaltı süresi içerisinde yetkili hâkim önüne çıkartılmayan ve alıkonulan şüpheli kararı beklemeden tazminat talebinde bulunabilecektir.

Bununla birlikte, CMK 142 uyarınca tazminat isteminde bulunabilmek için başvurunun yasal süresi içinde yapılmış olması aranmaktadır. CMK md.142/1’e göre, beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren 3 ay içinde tazminat talebinde bulunulmalıdır. Ancak bu süre, karar veya hükümlerin kesinleşme tarihinden itibarne 1 yılı geçemez. Belirtilen süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin uzatılması mümkün olmadığı gibi, bu süre içinde tazminat talebinde bulunulmadığı takdirde tazminat isteme hakkı kaybolacaktır.

Yine CMK’nın 142.maddesine göre, tazminat davası zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde, ancak o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka ağır ceza mahkemesi de bulunmuyorsa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde açılması gerekmektedir.

Belirtilmelidir ki, ceza yargılamasında esas olan resen araştırma ilkesi, burada geçerli değildir. Koruma tedbirleri nedeniyle açılan tazminat davasında hukuk yargılamasında yer alan “taleple bağlılık ilkesi” geçerlidir. Bu nedenle hakimin talep edilen tazminat miktarından fazla bir miktara hükmetmesi mümkün bulunmamaktadır. (Hakeri, Hakan, Haksız Yakalanan ve Tutuklananlara Tazminat Verilmesi, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1999, s.168)

TAZMİNAT DAVASI AÇMAYA YETKİLİ KİŞİLER

CMK md.141’de düzenlenen ve yukarıda izah edilen sebeplere bağlı olarak haklarında hukuka aykırı yakalama, tutuklama, arama ve elkoyma işlemleri uygulanan kişiker koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açabileceklerdir. İşbu dava, devleti temsilen Hazine adına açılacaktır.