
VESAYET
Vesayet, velayet altında bulunmayan küçüklerin ve kısıtlıların kişisel ve maddi menfaatlerini korumak amacıyla Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş bir kurumdur. Vesayet altına alınma bir zorunluluktan kayanklanabileceği gibi bazı durumlarda kişinin kendisi de vesayet altına alınmayı talep edebilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nda vesayeti gerektiren haller sınırlı olarak düzenlenmiş olup aşağıda kısaca izah edilmeye çalışılacaktır.
- Yaş Küçüklüğü
Reşit olmayan küçüklerin kanuni temsilcisi velileridir. Ancak herhangi bir gerekçeyle reşit olmayan küçüğün velayet altında bulunmaması halinde kendisine vasi tayin edilir. Görevlerini yaparken vesayeti gerektiren böyle bir halin varlığını öğrenen nüfus memurları, idari makamlar, noterler ve mahkemeler bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadır.
- Kısıtlama
Vasi tayini gerektiren hallerden bir diğeri ise kısıtlılık olup TMK’nın 405 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
a) Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı:
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişilerin kısıtlanmasına karar verilmektedir. Burada amaç kişinin korunması olarak ortaya çıkmaktadır.
Kısıtlama kararı ile birlikte kişiye bir vasi tayin edilecek ve kısıtlananı borç altına sokacak tüm iş ve işlemlerde vasinin onayı aranacaktır. Bazı işlemler yönünden ise ayrıca vesayet ve denetim makamlarından izin alınması gerekmektedir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için muhakkak resmi sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir. hakim, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
b) Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim:
Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden kişilerin kısıtlanmasına karar verilmektedir.
Ancak bu nedenle kısıtlama karar verilebilmesi için ilgili kişinin Mahkeme’ce dinlenmesi zorunludur.
c) Özgürlüğü bağlayıcı ceza:
Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.
d) İstek üzerine:
Bununla birlikte, yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı nedeniyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin de Mahkeme’den kısıtlanmasına karar verilmesini talep edebilir. Yine, istek üzerine kısıtlama kararı verilebilmesi için de ilgili kişinin dinlenmesi zorunludur.
Yukarıdaki koşulların varlığı halinde, kısıtlanması talep edilen kişinin bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesince vesayet altına alınma kararı verilecektir. Kısıtlama kararı kesinleştikten sonra ilgilinin yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan edilir. Bu ilanda vasi tayin edilen kişinin de gösterilmesi zorunludur.
Haklı sebepler engel olmadıkça, vesayet makamı, vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlarından birini, vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve atar. Bu atamada yerleşim yerlerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde tutulur.